3 Ağu 2009

Çubuk-Karagöl

Kimden Çubuk Karagöl
(30 Tem. 09) Beş kafageniş (dar mıydı?) Karagöle dinlenmeye gid(tik)iyoruz. Çadırımızıda kurduk, lakin gecelemedik. Keşke geceleyecek malzeme alsaydık yanımıza, neyse. Kahvaltıdan sonra önce bir göl turu yaptık ardından ormandan ilerleyerek kayalıklara çıktık. Manzara enfes. Hele daha yukarıları bir başka. Kayaların aralarında nefis kokulu böğürtlenleri yemekte çok hoştu. Fani Bey, İskender Hoca ve Ufuk yolu kısa tutup ilk tepecikten geri döndüler böğürtlene böğürtlene. Ünal Hocada biraz daha tırmandı sonra o da ormana dalarak dinlenmeye çekildi. Bendeki zirve saplantısı burda da durmadı. İlk denediğim yamaçtan sora vaz geçmiştim ama ilerdeki sel yatağından çıkılabileceğine kani olunca duramadım tırmandım. Epey zorlandım ama deydi. Zirveden karagöl ve civarını seyretmenin tadı bir başkaymış velhasıl. İnişte ilerde daha müsait bir yer buldum. İniş çıkışa göre gayet rahat oldu. Öğle yemeğinde Ünal hoca acılı adanaları ve tavuk butlarını serdi önümüze. Yedikçe yiyesi geliyor insanın böyle ortamlarda. Çadırda kısa kestirmeler iyi geldi. Son bir orman yürüyüşü yaptık orman kesim alanları güzergahında. Kaya fırlatma oynadık. Ünal hocanın icadı bir oyun zannımca. Ama rakip olamadı yazıkki. Hava karardı. Karpuz felan derken toplandık aheste aheste dağ yollarından kıvrıla kıvrıla döndük mekanlarımıza...

Hiç yorum yok: